Büyüleyici bir Avrupalı köle kız, otobüste bağlanmış ve çaresiz bir şekilde kendisini esir alanların insafına kalmış durumda. Suçu? Herkesin görmesi için kendini teşhir etmesi, baskın gücün yoğun BDSM ile cezalandırılabilir olarak gördüğü bir ihlal. Sahne kızla açılıyor, bacakları geniş açılmış, vücudu tamamen onun esiri sadist kaprislerinin insafında. Onun gücünün bir sembolü olan büyük yarağı, ona hükmediyor, nefes nefese nefes nefese kalmış bırakan ilkel bir yoğunlukla içine giriyor. Bu çarpık serginin gözetleyici bir izleyicisi olan otobüs, ortaya çıkan acımasız sikişe tanıklık ediyor. Bu sadece seksle ilgili değil; hakimiyet, kontrol ve çaresiz bir kızın onu esir alan adamın ellerinde acı çekmesini izlemenin hastalıklı heyecanı. Kızlar, boş otobüste yankılanan bir zevk ve acı senfonisi olan motorun uğultusuyla karışarak inler. Bu, fetişlerin canlandığı, bağ ve hakimiyetin hüküm sürdüğü ve zevk ile acı arasındaki çizginin tanınmayacak kadar bulanık olduğu bir dünyadır.